26 Mayıs 2014 Pazartesi

KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK

            
    Mübarek Miraç Kandili akşamında benim de köye gideceğim tuttu. Ne yorgunluğuma kulak verdim, ne evde ütülenmeyi bekleyen çamaşırı, ne bir kadın elcağızına muhtaç dibi köşeyi gözüm gördü. Yol arkadaşım (oğlum) yanımda olunca az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik akşam güneşi batmadan kendimizi köye attık. Ohh! Huzur, sükunet, dinginlik, bağ bahçe, yeşillik, ot çöp! Ne ararsan, neye ihtiyacın varsa. (Bir tek börtü böceğe, haşereye ihtiyacımız yokmuş gibi geliyor. Allah günah yazmasın). 
           Şu iki günlük dünyada uzun emelli olmak gereksiz olsa da köyde bir evcağızım olsaydı diye içimden geçirmeden edemiyorum. Hoş halihazırda kendi evimi zor çekip çevirebiliyorum, nerde kaldı ikinci bir evin üstesinden gelebileyim. Benimkisi  "kel başa şimşir tarak" işte.  Kendimi paralasam da asla annemin yarısı kadar olamayacağım. Allah bu dünyada herkese aynı gücü kuvveti, marifeti vermemiş işte. Zorlamanın, anlamazdan gelmenin bir manası yok. En güzeli kabullenip kaplumbağa hızında da olsa işin ucunu bırakmamak. Netekim bu sabah biraz sınırlarımı zorlayarak, dip köşeyle selamlaşıp öyle çıktım evden.                     
     Yorgunluğumu tarif etmem imkansız olsa da içim rahat ya önemli olan bu!    

4 yorum:

  1. inşallah bir evin olur köyde ve bence çoook mutlu olacaksın :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Nihal çok teşekkür ederim içimi ısıttı benim için yaptığın dua. Amin. İnşallah gönlümüzde ne varsa ellerimize koysun Mevla.

      Sil
  2. Yine de kalpleri kırılmasın ama ben de pek sevmem dipleri köşeleri:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yorucu çünkü, ama temiz pak olunca da bir o kadar rahatlatıcı ;)

      Sil