25 Mayıs 2015 Pazartesi

HASBİHAL

         İkibin onbeş yılının benim açımdan karmaşık bir yıl olacağı sanki gelişinden belliydi. Daha ilk günlerini hastanede geçirdiğimde içimde küçücük bir endişe kalmıştı. Fakat hayata olumsuz yönden bakmayı asla sevmediğim için üzerinde de durmadım. Şükür, Allah öyle büyük ve öyle merhametli ki en ümitsiz zamanlarımızda bile hep imdadımıza yetişir, hep elimizden tutup bizi düştüğümüz yerden kaldırır. Zaman o kadar hızlı akıyor ki ve o kadar da yoğun ve yorucu ki bazen kendimi yaşanmış bir zamanı atlamış gibi hissediyorum. Bir işin, uğraşın, düşüncenin, amacın, kitabın, dersin, sınavın, borcun, sıkıntının, stresin, mutluluğun.... hülasa  yaptığım, yapmayı düşündüğüm her neyse onu bitiremeden, hazmedemeden diğerinin içinde bulunduğumu fark ediyorum. Başımı döndüren bir hız, lüzumsuz bir tempo, ikilemler, gel gitler ve tüm bunlardan kendini çekip çıkaramayan bir ben... 
          Huzur ve sükunet yalnızca tüm bu akışı durdurmak içinmiş gibi farz kılınmış namazda... Bunu da biliyorum, lakin yine de sizinle bir hasbihal etmek istedi gönül...